.

Dergimizin beşincisi sayısını, ilk sunuş yazımızda belirlediğimiz hedefler doğrultusunda, disiplinler-arası niteliği yoğun bir şekilde ilgi ve takdirlerinize sunuyoruz. Bu sayımızda da bir taraftan değişik kültür ve medeniyet havzalarının iç tutarlılığını ve geleneğini yansıtan yazılara ağırlık verirken, diğer taraftan da medeniyetler arası mukayeselere ve etkileşim alanlarına yönelen çalışmalarla özgün bir yayın çizgisini sürdürmeye gayret ediyoruz.
Önceki sayılara göre safya adedimizi biraz daha genişletmek zorunda kaldığımız bu sayımızda beş makale, üç araştırma notu ve bir tanıtım yazısı yer aldı. Dergimizin disiplinler arası nitleğini öne çıkarma hedefini güttüğümüz bu sayının terkibi de bu doğrultuda oluşturuldu. Bu çerçevede beş makalenin ikisi düşünce ve dinler tarihi ağırlıklı seçilirken, diğer ikisinin de uluslararası ilişkiler ve çağdaş meseleler ağırlıklı olmasına dikkat edildi. Bu arada geçen sayımızda başlattığımız bibliyografya ağırlıklı makale yayını da sürdürüldü. Ayrıca, araştırma notlarına da aynı çeşitliliğin yansımasına özen gösterildi.
Makaleler bölümünde yer alan Mahmud Erol Kılıç'ın "Ebu'l -Hukemâ": Hikmetin Atası -Hermetik Felsefenin İslâm düşünce tarihinden görünümü- başlıklı makalesinde bir taraftan İslâm düşünce geleneğinin oluşum sürecinde otantik geleneklerin yorumlanması ve içselleştirilmesi özgün bir yaklaşımla ele alınırken, diğer taraftan Hermetik geleneğin gerek İslâm gerekse batı düşünce gelenekleri üzerindeki etkisi incelenmektedir. Ali Murat Yel'in Geleneğin bozulması: Kurtuluş teolojisi ve Cizvitler-corruptio optima pessima est- başlıklı makalesi ise hristiyan geleneğin bunalım dönemlerinde yaşadığı dönüşümleri ve günümüze yansımalarını incelemektedir. Düşünce hayatımızda az incelenmiş hermetik ve hristiyan geleneklerini ele alan bu özgün makalelerin bu konulardaki boşluğu doldurmada önemli katkılar sağlayacağını ümid ediyoruz.
Hasan Kösebalaban'ın makalesinin başlığı muhtevasını da yansıtır nitelikte: Japon grand stratejisi: Yirminci yüzyıl Japon dış politikasında süreklilik ve değişim . Bu konuda Japonya'da yüksek lisans çalışması da yapmış olan yazar Japon stratejisinin ana unsurlarını ve uluslararası ilişkilerde sürdürdüğü ittifak politikasını son derece kapsamlı bir çerçeve içinde ele almakta ve yine Türkiye'de az çalışılmış konulardan biri ile ilgili önemli bir teorik katkı sağlamaktadır.
Richard Falk'un Sahte evrensellik ve dışlamanın jeopolitiği: İslâm örneği başlıklı makalesi son yıllarda uluslararası ilişkiler literatüründe  üzerinde en çok tartışılan meselelerden birine ışık tutuyor. Uluslararası ilişkiler alanının dünya çapındaki en önemli isimleri arasında yer alan Richard Falk, bu makalesi ile sadece Soğuk Savaş sonrası popülerlik kazanan tezleri ciddi bir tenkide tabi tutmakla kalmıyor, aynı zamanda alternatif bir bakış açısının ipuçlarını da veriyor. Sahte evrensellik kavramı ile Tarih'in Sonu tezine, jeopolitik dışlama kavramı ile de önyargılı medeniyetler çatışması tezine karşı çıkan Falk, medeniyetler arası bir dünya düzeni alternatifini dile getirerek batı-eksenli stratejik pragmatizme karşı daha katılımcı bir alternatif sunuyor. Önemine binaen yazarının özel izni ile Türkçe'de sadece Divan dergisinde yayınlanacak olan bu makalenin ciddi  bir gündem oluşturacağı inancındayız.
Son sayımızda yer alan İslam Düşüncesi Alanında Türkiye'de Yapılan Tezler başlıklı makalesi ile şu ana kadar yapılamamış önemli bir bibliyografik çalışma ile ülkemizdeki düşünce hayatının İslam düşüncesi ile ilgili fotoğrafını sunan Harun Anay, bu sayımızda da tamamlayıcı bir çalışma ile önemli bir katkıda bulunuyor: Batı Felsefesiyle İlgili Türkiye'de Yapılan Tezler. İslam ve batı düşünce geleneklerinin yoğun hesaplaşmasına şahit olan toplumumuzda bu iki gelenek ile ilgili üretilen tezlerin birlikte değerlendirilmesi, gelenekler arası hesaplaşma ve etkileşim açısından son derece önemli ipuçları verecektir. Böylesi bir envanterin ortaya konması hem düşünce tarihimizde her iki geleneğe yaklaşım biçimlerini hem de bu yaklaşım biçimlerinin dönemler ve kurumlar temelinde nasıl bir şekil aldığını görebilmek açısından özel bir önem ihtiva ediyor. Harun Anay'ın bibliyografyaya yazdığı önsöz ise bir giriş yazısının ötesinde yazarın son derece özgün bakış açısını yansıtan bağımsız bir makale özelliği taşıyor.
Bu tür bibliyografya çalışmalarının önümüzdeki sayılarda da yer almaya devam edeceğini duyururken İslam ve batı düşünce gelenekleri ile ilgili olarak Türkiye'de üretilen tezlerin nitelik açısından derinlik, nicelik açısından da yaygınlık ve kapsamlılık taşıyacağı daha zengin bir döneme girmesi ümidini taşıyoruz. Türk düşünce hayatı ancak ve ancak bu geleneklerin sağlıklı ve derinlikli bir mukayesesi ile insanlığın düşünce tarihinde ağırlıklı bir yer edinebilecektir.
Bu sayımızın Araştırma Notları bölümünde üç ayrı konuda üç önemli çalışmaya yer verildi. Ahmet Albayrak'ın İkbal'de dinamik insan anlayışı başlıklı çalışması bu büyük düşünürün insan anlayışını özgün bir yaklaşım ve akıcı bir uslub ile ele alırken, İsmail Ceritli son yıllara damgasını vuran önemli bir hareketi kapsamlı bir şekilde inceliyor: Çevreci hareketin siyasallaşma süreci. Ebubekir Ceylan'ın Multilateralizm (Çokyanlılık) üzerine perspektifler başlıklı çalışması da bir taraftan bu alandaki literatürü okuyucuya tanıtırken diğer taraftan da İslam medeniyeti ile mukayeseler yaparak özgün bir yaklaşım sergiliyor.
Dergimizin Tanıtım bölümünde düşünce tarihimizin önemli isimlerinden Ali Suavi'nin ilk defa Divan tarafından yayınlanacak olan Arabi İbare Usulü'l-fıkh Nâm risalenin tercümesi  yer alıyor. Sami Erdem'in kaleme aldığı bu tanıtım yazısı ve risale hem fıkıh tarihi hem de modernleşme süreci konusunda son derece önemli ipuçları veriyor.
Dergimizin 1999 yılı sayıları Osmanlı Devleti'nin 700. Kuruluş yılı dolayısıyla ağırlıklı olarak Osmanlı çalışmalarına ayrılacaktır. Son derece kapsamlı bir programla Osmanlı seminerlerini başlatan Bilim ve Sanat Vakfı bu özel sayılarla tarihi mirasımızın daha iyi anlaşılmasına katkıda bulunmayı gaye edinmektedir. Bu özel sayılara katkıda bulunmak isteyen ilim adamlarımıza ve araştırmacılarımıza davetimizi tekrarlamak istiyoruz.
Yeni sayılarda buluşma ümidiyle.

 

Dîvân İlmî Araştırmalar



Yorum yazın

Yorum yapmak için giriş yapın.