Bu makale XV. yüzyıl sonunda Timurlu başkenti Herat’ta münşilik yapan İhtiyar b. Gıyâsüddin’in (ö. 1521/22) inşa kitabı Esâsü’l-iktibâs’ta geliştirdiği entelektüel pozisyonu incelemektedir. XV. yüzyılda İran ve Orta Asya’da Hurufilik, mehdilik, velayet, Hz. Ali (ö. 661) taraftarlığı fikirlerini öne çıkaran dini/entelektüel akımlar ve karşıtları arasında yoğun çatışmalar yaşandı. Yüzyılın sonlarında Herat’ta felsefe, kelam ve mantığın statüsünün ne olması gerektiğine dair tartışmalar da bu çatışma ortamına eklendi. İhtiyar geliştirdiği düşünsel pozisyonla bu entelektüel kamplara karşı çıktı. Bu pozisyonun ana unsurları şunlardır: ilahi "beyan"a dayanan bir kavramsal çerçeve, harf ve rakamları doğaüstü varlıklar olarak görmek yerine sıradanlaştırmak, Hz. Ali figürünün önemini azaltmak, fütüvveti kendince yorumlamak, mantık ve kelam disiplinlerinde belli gelenek ya da fikirlere karşı bir duruş geliştirmek. Bu pozisyon eseri sipariş eden Nevai (ö. 1501) ve bittikten sonra onu değerlendirip onaylayan Cami’den (ö. 1492) oluşan bir çevrenin tavrı olarak da görülebilir ve Timurlu entelektüel dünyasında ve Sünniliğinde hem yeni bir yoruma hem de artan bir kamplaşmaya işaret etmektedir.
Bu çalışma, entelektüel bir merkez olarak Herat’ı mikro düzeyde inceleyerek farklı Sünni anlayışların aynı anda makbul olabileceğine dikkat çekmektedir. Ayrıca, özellikle 1470’lerin ortasından 1490’ların başına kadar olan dönemi kritik değişikliklerin gerçekleştiği bir dönem olarak sunarak bu dönemdeki Şiiliği sadece Safevilerin yükselişi üzerinden anlatmanın problemlerini göstermektedir. Bu minvalde, bu çalışma İhtiyar’ın inşa ile sözlü dünyaya da yön vererek tüm toplumda etkili olmak istediğini göstermeye çalışır.
Ertuğrul Ökten