Bu makale, sekülerleşme teorisi ve rasyonel seçim teorisi gibi önde gelen iki sekülerleşme teorisinin temel varsayımlarını eleştirel ve karşılaştırmalı olarak incelemektedir. Her iki teorinin de kavramsal araçlarının pratik değerlerini inkâr etmeyen bu çalışma, bu teorilerin (1) dinin ve sekülerliğin teorik ve metodolojik olarak sağlam temellendirilmiş artikülasyonlarını (tanımlarını) sunmakta ve (2) toplumsal aktörlerin özellikle sosyal hareketlerin sekülerleşme süreçlerindeki rollerini sistematik olarak açıklamakta yetersiz kaldığını savunuyor. Sekülerleşme çalışmasında bu tür sınırlılıkları aşmak için bu çalışma, Christian Smith ve Charles Taylor tarafından sunulan iki alternatif bakış açısını birleştiren yeni bir çerçeve önermektedir. Sonuç olarak, bu makale, (1) sekülerleşmenin insan failliği ve kolektif eylem dinamiklerini (sosyal hareketleri) göz önünde bulundurarak incelenmesi gerektiğini ve (2) sekülerizm ve dinin sistematik olarak incelenmesi için hem sekülerliğin hem de dinin felsefi yani anlamlandırma odaklı tanımlarına ihtiyacımız olduğunu savunmaktadır
Zübeyir Nişancı