Hadis usûlünde ilk örneği İbnü’s-Salâh’ın (ö. 643/1245) Ma‘rifetü envâ‘i ‘ilmi’l-hadîs’ine bağlı olarak Nevevî (ö. 676/1277) tarafından ortaya konulan ihtisâr çalışmaları h. VII./m. XIII. yüzyıldan günümüze varlığını kesintisiz biçimde sürdürmektedir. Bu makale ihtisâr müelliflerinin teorik açıklamalarından ve uygulamalarından hareketle hadis usûlünde ihtisâr literatürünün karakteristiğini yansıtan unsurların tespit, tasnîf ve tahlîlini amaçlamaktadır. İhtisâr müelliflerinin eserlerinde bulunan mukaddime kısımlarındaki ifadeleri ve eserlerin muhtevası bu amaç doğrultusunda taranmış, türün özelliklerini ve müelliflerin maksatlarını yansıtan anahtar kavram, ifade ve uygulamalar belirlenerek belli başlıklar altında tasnif edilmiştir. Odak noktasında daha önce kaleme alınmış bir ya da birden fazla metni özetleme, kısaltma ve sadeleştirme çabasının yer aldığı ihtisâr faaliyetinin/türünün bu temel amacın yanı sıra birtakım yan/ikincil amaçlar barındırdığı tespit edilmiştir. Sözü edilen ikincil amaçlar değişik oranlarda da olsa bütün muhtasarlarda bulunmaktadır. Hadis usûlünde ihtisârların özellikleri şu başlıklar altında ele alınmıştır: Metni özetleme ve kısaltma, önceki eserlerden bilgi toplama, konuları düzenleme ve sistematik hale getirme, konuların anlaşılmasını ve öğrenilmesini kolaylaştırma, asıl kitabın ya da alanla ilgili diğer kitapların müelliflerinin görüşlerini eleştirme, eksik bırakılan konuları tamamlama, farklı görüşler arasından tercihte bulunma, yanlış görüşleri düzeltme, kapalı kalan konuları açıklama. Çalışma, ihtisâr türünün yalnızca kısaltma ve özetleme amacı içermediği hipotezi üzerine kurulmuş, bu hipotezi destekleyen kavramlara odaklanmıştır. Çalışmada ele alınan bir başka konu ise türün telif tarzı ve amacı bakımından ihtisâr müelliflerinin eserlerinde bulunmasını arzu etmedikleri hususların tespitidir. Bunlar da şu başlıklar altında tasnif edilmiştir: Anlamı bozacak ya da değiştirecek tasarruflar, metni gereksiz yere uzatma, metni aşırı derecede kısaltma, gereksiz ve boş söz ekleme, tekrar. Müelliflerin sözü edilen hususları eserlerinde ne derece başarı ile uyguladıkları üzerinde ayrıca durulması gerekmektedir. Çalışma, özellikle hicrî beşinci asır ve sonrasında İslâmî ilimlerde telif sahasında yenilik arayışının sona erdiği, taklit zihniyetinin yaygınlaştığı ve birbirinin tekrarı mahiyetinde eserler üretildiği düşüncesine eleştirel bir yaklaşım sergilemektedir.
Tunahan ERDOĞAN