Fıkhın ibadât, muamelât ve ukûbât alanlarındaki pek çok mesele devlet başkanı, devlet görevlileri ve reayaya dair önemli bilgiler içermekte ve bu yönüyle fıkıh kitapları İslam siyaset düşüncesinin özgün kaynakları arasında yer almaktadır. Siyasî-fıkhî ahkâm olarak ifade edilebilecek bu hususları farklı açılardan ele alan çalışmalar mevcuttur. Bu çalışmalara mütevazı bir katkı sağlamak amacıyla kaleme alınan bu makale, Osmanlı fakihi Molla Hüsrev’in (ö. 885/1480) Dürerü’l-hükkâm fî şerhi Gureri’l-ahkâm adlı eserini merkeze alarak fürû’ fıkıh eserlerindeki devlet başkanı tasavvuruna ışık tutmayı hedeflemektedir. Eser, aynı zaman diliminde farklı coğrafyalarda telif edilen Hasan b. Ammâr eş-Şürünbülâlî’nin (ö. 1069/1658) Gunyetü ẕevi’l-aḥkâm fî buğyeti Düreri’l-ḥükkâm ile Abdülhalîm b. Pîr Kadem’in (ö. 1088/1677) el-Keşf bi-rumûzi’l-Gureri’l-aḥkâm ve tenvîri Düreri’l-ḥükkâm adlı haşiyeleriyle birlikte incelenecektir. Nitekim fıkıh metinlerine ilave olarak şerh ve haşiyeler de kendi dönemlerinin siyasî-fıkhî ahkâmına dair önemli bilgiler sunmaktadır.
Çalışmada öncelikle fıkıh kitaplarında devlet başkanını ifade etmek için kullanılan “imam, imâmü’l müslimîn, ülü’l emr, emîr, halîfe/hilâfet, melik, sultan, velî ve imamet” terimleriyle ilgili malumat ele alınacak daha sonra Cuma namazı, nikâh, cenaze namazı, zekât, hac, cihat, ikrah, hadler, ta‘zîr gibi devlet başkanına doğrudan atıf yapılan meseleler haşiyelerdeki farklılıklara da dikkat çekilerek değerlendirilecektir. Böylece Dürerü’l-hükkâm ve bahsi geçen haşiyelerdeki devlet başkanı tasavvuru ortaya konulmaya çalışılacaktır.
Büşra OĞUZ