Ta'lîm ile İrşâd Arasında: Erzurumlu İbrahim Hakkı'nın Medrese Ders Müfredat
Bu çalışmada Erzurumlu İbrahim Hakkı'nın (ö. 1194/1780), hayatı ve eserleri hakkında kısaca bilgi aktarıldıktan sonra, konuyla ilgili Tertîb-i ?ul?m adlı Türkçe manzum eserinin metni verilmiş, akabinde Tertîb-i ?ul?m'da zikredilen eserler ile müellifleri tanıtılmış ve değerlendirmesi yapılmıştır. Erzurumlu İbrahim Hakkı, bir eğitim programı olarak 1165/1752 tarihinde Türkçe nazmettiği Tertîb-i ?ul?m adlı eserinde kişinin kâmil efendi (yani âlim) olabilmesi için okumasını gerekli gördüğü ilimleri otuz bir dalda toplamış ve her bir daldaki metin'leri zikretmiştir. 125 beyitlik bu manzum eserde, olan ile olması-gerekenin beraberce zikredildiği; bizzat yazarın ideal bir eğitimi amaçladığı söylenebilir.
Erzurumlu İbrahim Hakkı'nın Tertîb-i ul?m adlı eserinin, konuyla ilgili diğer eserlerle karşılaştırıldığında, bütün farklı renklerine rağmen, Osmanlı ilim kamuoyunda cari olan genel çizgiyle uyum içinde olduğu söylenebilir. Ayrıca bu çizginin, başta Katip Çelebîninkiler olmak üzere bütün farklı iddialara rağmen, Osmanlı medrese sisteminin seviyesini koruduğunu, kamuoyunun ilmî zihniyetini yansıtan genel damar yanında farklı tonlara daima açık bulunduğunu gösterir. Tertîb'de talîm/tedrîs yanında hissedilen irşad ise, hem İbrahim Hakkı'nın müderris yanında mürşid olmasıyla hem de Doğu medreselerinin, İstanbul medreselerine oranla tekke ile daha yakın ilişkiler içerisinde bulunmasıyla izah edilebilir. Diğer taraftan Tertîb'de, ilm-i teşrih vb. konularda müşahade edilen yeni/farklı tonların, yalnızca yazarın şahsî/ferdî yönelimleriyle değil, aynı zamanda Lale Devri ve sonrasında gelişen ilmî ortam içerisinde anlamlı olduğu söylenebilir.
Şükran FAZLIOĞLU
Yorum yazın
Yorum yapmak için giriş yapın.