Gelenek ile modernite arasında bir sentez denemesi:Seyyid Süleyman Nedvi (1884-1953)
XIX. asır Hint Altkıtası, İslam düşüncesi açısından modernist anlayışların yanı sıra gelenekçi düşüncelerin de ihyasına sahne olmuştur. Yüzyılın sonlarına doğru bu anlayışlar arasında sentez arayışlarının da gündeme geldiği görülmektedir. 1898'de açılan Daru'l-Ulum Nedvetü'l-Ulema din eğitiminde gelenek ile modernite arasında bir sentezi temsil eden eğitim kurumlarının başında gelmektedir. Daru'l-Ulum, mezhebî ihtilafları öne çıkarmadan temel dinî ilimleri öğretmeyi hedeflemekte, aynı zamanda modern batılı ilimlere de belli ölçülerde programında yer vermektedir. Nedve'nin ayrıca Arap dili ve Edebiyatı'na özel önem verdiğini de burada vurgulamak gerekmektedir. Daru'l-Ulum Nedvetü'l-Ulema'nın ilk mezunlarından olan Seyyid Süleyman Nedvi (1884-1953) yetişme tarzı ve ortaya koyduğu eserlerle Nedve'nin bu sentezci kimliğini temsil etmektedir. S. Süleyman Nedvi'nin şahsında tebellür eden bu yeni alim modeli, temel İslamî ilimleri iyi bilen, bunun yanı sıra modern dünyadan ve modern bilimlerden haberdar olan entellektüel alim modelidir. Nedvi özellikle dil, tarih ve edebiyat alanlarında yoğunlaşan eserlerinde derinlemesine incelemeleriyle dikkat çekmekte, kaynakları kullanmada bazı eleştirel yaklaşımlar da sergilemektedir. Bütün bu özellikleriyle modernistten selefi çizgideki şahsiyetlere kadar her kesimden takdir gören Nedvi'yi, sentezci ama aynı zamanda mütebahhir alim tipinin son örneklerinden biri olarak kabul etmek gerekmektedir.
Mehmet ÖZŞENEL
Yorum yazın
Yorum yapmak için giriş yapın.