Rölans ya da Poetik Müsameredeki Yırtık: Seküler Şiir Kavramı Etrafında Berdücesi-1962 Şiiri Üzerine Bir Okuma
Bu yazıda, Cahit Zarifoğlunun Berdücesi-1962 şiirini yazıldığı dönemi ve poetik refleksini metnin tümüne şamil olmak üzere, Seküler Şiir kavramı üzerinden incelemeye çalışacağım. İlk önermem, Harold Boolumun yanlış okuma kavramı etrafında öznel bir şiir değerlendirmesine girişmeyi içeriyor: Sezai Karakoçun Mona Rosasının özneleriyle ve Cemal Süreyanın Üvercinka şiirinin yarattığı haleyle bir miktar tek taraflı (diğer şiirlere mısra boyutuyla girmeyerek) bir karşılaştırma yöntemiyle Berdücesi-1962 şiirini anlamaya çalışacağım. Zarifoğlunun poetik refleksinin, dize kuruş biçiminin daha çok İkinci Yeni şiiri ile ilinti olduğunu, bu şairlerin poetik anlayışlarına yakın bir söyleyiş gerçekleştirdiğini öne süreceğim. Ve Zarifoğlunun poetik olarak İkinci Yeniye duyduğu yakınlık ile siyasi tutumu arasındaki karşıtlığın, sıkışıklığın 1960lar poetik müsameresinde bir yırtık metaforu etrafında, kendini yaratma deneyimine dönüşerek, muzafferâne bir tutuma nasıl dönüştüğünü anlatmaya çalışacağım. Bunu, İslamcı politik kimliği ile modernist şair kimliği arasındaki sıkışmayla nasıl İkinci Yeni şiirine eklemlendiğini ve paralel bir şiir evreni kurduğunu izah etmeye çalışacağım. İkinci olarak, poetik kefaret argümanı etrafında Cahit Zarifoğlunun siyasi ve poetik endişesini fikrî ve poetik manada kendini borçlu hissettiğini sandığı iki önemli isme; Necip Fazıl Kısakürek ile Sezai Karakoça karşı duyduğu siyasi ilginin poetik bir ilgiye neden dönüşmediğini ve bunu okur nezdinde poetik bir kefaret olarak nasıl ödediğini anlamaya/anlatmaya çalışacağım. Üçüncü olarak ise Cumhuriyet dönemi modern şiirindeki (aynı zamanda modern edebiyattaki) hâkim zihinsel evrenin 1970lere kadar Seküler Şiir tinselliği üzerinden kurulduğunu, dolayısıyla Zarifoğlunun (ve de Se-zai Karakoçun) ilk dönem şiirlerinin Seküler Şiir tinselliğiyle ilintili olduğunun öne süreceğim.
Metin KAYGALAK
Yorum yazın
Yorum yapmak için giriş yapın.