Bir Filozof Olarak Sirâceddin el-Urmevî (ö. 682/1283): Letâifül-hikme Bağlamında Bir Tahlil Denemesi
Genellikle meşhur bir Şâfiî fakihi ve mantıkçı oluşuyla ön plana çıkan Sirâceddin el-Urmevî, hayatının önemli bir bölümünü Eyyûbîler dönemi Kahiresinde geçirmiş ve 655/1257de Konyaya gelerek vefatına kadar burada başkadı olarak görev yapmıştır. İbn Sînâ (ö. 428/1037) ve Gazzâlî (ö. 505/1111) sonrasında Fahreddin er-Râzî (ö. 606/1210) tarafından temel çerçevesi oluşturulan müteahhirûn dönemi düşüncesinin önemli bir temsilcisi olan Urmevînin felsefî olarak iki isimden doğrudan etkilendiği bilinmektedir: Hocası Kemâleddin b. Yûnus (ö. 639/1241) ve meslektaşı/dostu Efdaluddin el-Hûnecî (ö. 646/1249). Urmevînin felsefî görüşlerini tespit noktasında başvurulabilecek başlıca eserlerinden biri, Anadolu Selçuklu Sultanı II. İzzeddin Keykâvûsa (slt. 1246-1257) ithaf ettiği ve Farsça olarak kaleme aldığı Letâifül-hikmedir. Urmevî tarafından Fahreddin er-Râzînin yarım kalan el-Letâifül-gıyâsiyye adlı eserinden hareketle telif edilmiş olan ve az sayıda otobiyografik malumat da içeren bu eser, hikmet-i ilmî ve hikmet-i amelî şeklinde iki ana bölümden oluşsa da mahiyeti itibariyle kelam ve felsefenin bir tür karışımından meydana gelmiş yeni bir türü temsil etmektedir. Bu makalede Letâifül-hikme merkeze alınarak Urmevînin felsefî birikimi ve görüşleri, tevârüs ettiği gelenek çerçevesinde tahlil edilmeye çalışılacaktır
M. Cüneyt KAYA
Yorum yazın
Yorum yapmak için giriş yapın.