Modern Çağın Siyasi Meşruiyeti
Bu makale din, siyaset ve devrim arasındaki ilişkiye dair özünde Foucaultcu bir okuma sunmaktadır. Schmitte göre modern çağ, Hristiyan Avrupanın teolojik-politik projesinin iflasının siyasal olarak ihmal edilmiş ifadesidir. Schmitt, kendisinin siyasal kabul ettiği tek yönetim formu olan egemen siyasetin, liberalizmde örneğini bulduğu üzere yalnızca ekonomiye indirgenmesi olarak gördüğü modern çağı mahkûm ederken, Blumenberg modern çağı insanın Baconcı anlamda kendini ortaya koyma biçiminin olumlanması yoluyla, Hristiyan nominalizminin harap alanının yeniden temellük edilmesi olarak görür. Bu makale ise Schmitt ve Blumenberg tarafından önerilen klasik çerçevelerin ikisini de reddetmektedir. Makalenin iddiası şudur: modern çağın siyasi problematiği ne ihmal (Schmitt) ne de yeniden temellük (Blumenberg) olarak anlaşılabilir. Aksine ancak vahye dayalı dinin, özelllikle Kuzey Atlantik bölgesi Hristiyanlığının, teolojik-politik problematiğinden temelde heterojen nitelikteki farklılığı sayesinde kavranabilir. Tamamen ayrı türden olup, kıyaslanamaz nitelikteki bu iki problematiği birbirinden ayıran heterojen farkın kaynağı, söz konusu geleneklerin her birinde siyasetin, hükmetmenin ve yönetimin sorunsallaştırılmasının gerçekleştiği uzay-zamansal imkân ve uygulama ufuklarındaki farklılıkta yatmaktadır. Buna göre bir yanda yaratılış ve kurtuluş zamanı, diğer yanda olgusallık (facticity) ve sonluluk (finitude) zamanı yer alır.
Michael DILLON
Yorum yazın
Yorum yapmak için giriş yapın.