Dünya Düzeninin Temelleri: Adalet Dairesi Literatürüne Giriş
Adalet ve daire kavramlarından mürekkep olan adalet dairesi, izlerine Sasanîler öncesi İran, Mezopotamya ve Hint kaynaklarında rastlanan, adalet çerçevesinde formüle edilmiş şekliyle ilk kaynaklarını Sasanîler döneminde ve Helenistik dönemin izlerini taşıyan Sırrül-esrâr adlı eserde bulan, İslâm kaynaklarında ise dönüşerek ve zenginleşerek yaygınlık kazanan kadim bir kavramdır. Adalet dairesi kavramı, teorik arka planı ve ilkeleri cihetiyle klasik ahlâk felsefesi ile doğa tasavvuru, kozmoloji ve metafiziğe dayanmaktadır. Siyasi yönüyle ise bu kavram, meşruiyet kaynağını dinden ve hukuktan alan, içtimai, iktisadi ve askerî gücü toprağa bağımlı, gayesi kemal ve süreklilik (bekâ), vasıtası ve temeli ise adalet olan mülk siyasetinin muhtasar ve müfid bir ifadesidir. Bu literatür denemesinde, özellikle ortaçağ siyaset ve ahlâk düşüncesinin en temel ve önemli kavramlarından biri olan adalet dairesi kavramının kısa formunun, başlangıcından 16. asrın sonuna kadar, İslâm siyaset düşüncesindeki seyri, tahlilî (teorik) değil, tasvirî (tarihsel) bir çerçevede ele alınacaktır. Bu tarihsel çerçeve içinde, kısa formun türleri, kaynakları, unsurları, tanımları, kullanıldığı bağlamlar, kısa formu zikreden eserler, bu eserlerin türleri ile kaleme alındıkları devletler ve coğrafyalar ayrıntılı ve bütünlüklü bir biçimde resmedilmeye çalışılacaktır. Bu bağlamda, bu makalenin amacı, hususen şu sorulara cevap aramaktır: Adalet dairesinin kısa formunun kaç türü vardır? Bu türlerin kaynakları kimlere nispet edilmektedir? Bu kısa versiyon İslâm siyaset kültürüne nasıl intikal etmiştir? Kısa versiyon İslâm siyaset düşüncesine ait hangi türdeki eserlerde yer almaktadır? Bu kaynaklar hangi dönemde, hangi coğrafyalarda, hangi devletlerin idaresi altında ve hangi idareciler için kaleme alınmıştır? Bu eserlerde adalet dairesinin kısa formunu tanımlamak için hangi ifadeler kullanılmaktadır? Kısa formu oluşturan unsurlar nelerdir ve bu unsurlar hangi bağlamlarda ele alınmaktadır? Bu sorular çerçevesinde bakıldığında, üç türüyle beraber adalet dairesi kavramına ait kısa formun İslâm siyaset kültürüne dışarıdan dâhil olan bir kavram olduğu anlaşılmaktadır. Böyle olmakla birlikte, adalet dairesi kavramının kısa formunun, sözlerin nispet edildiği şahıslar ve kullanıldığı bağlamlar, kavramın tanımlanması, eserlerin türleri, devletler ve coğrafyalar açısından değerlendirildiğinde, İslâm kaynakları tarafından meşrulaştırılmak ve uyarlanmak suretiyle İslâm siyaset düşüncesinde zenginleştiği ve yaygınlaştığı görülmektedir.
İlker KÖMBE
Yorum yazın
Yorum yapmak için giriş yapın.