Dîvân İlmî Araştırmalar ilmî geleneğin ihyâsı için çıktığı yolda elinizdeki 15. sayısıyla sekiz yılı geride bırakıyor. Medeniyetler arası mukâyeselere ve etkileşim alanlarına yönelen çalışmalarla özgün bir yayın çizgisi takip eden Dîvân İlmî Araştırmalar, bu sayısında da disiplinler arası niteliğini yansıtacak tarzda, düşünce tarihinden siyaset bilimine, felsefeden psikolojiye, dinler tarihinden sosyolojiye kadar farklı alanlarda on beş yazıya yer veriyor.
Bu sayının ilk yazısı Batı'daki İslâm Algısının Tarihine Giriş başlığını taşıyor. İbrahim Kalın yazısında İslâm dünyasıyla Batı arasındaki ilişkilerin seyrini belirleyen dinî, felsefî ve siyasî unsurları tahlil etmek sûretiyle ortaçağlardan günümüze Batı'nın İslâm algısı üzerinde etraflıca duruyor. Özellikle 11 Eylül'ün ardından Batı'da oluşan İslâm ve Müslüman imajlarının da ayrıntılı bir şekilde incelendiği yazıda, tarih boyunca İslâm'ın Batı tarafından teolojik bir düşman ve siyasî bir rakip olarak görülmesi ve akademisyenlerin, siyasetçilerin, edebiyat eserlerinin ve sinema endüstrisinin bu noktada ne gibi rollere sahip oldukları irdeleniyor.
İkinci yazı Fuat Aydın'a ait: Nâmûs/Nomos Cebrâil mi Tevrat mı?: 'Bed'ü'l-Vahy' Hadisindeki Nâmûs Kavramı Üzerine. Hz. Peygamber'e ilk vahyin gelişine dair hadislerde geçen nâmûs kavramını ele alan bu çalışma, özellikle Buhârî'nin, bu kavramın Cebrâil anlamına geldiği yönündeki açıklamasından hareketle meseleyi çeşitli açılardan inceliyor. Nâmûs kavramının sadece hadis literatüründe ve vahyin gelişi bağlamında Cebrâil anlamına geldiğine dikkat çeken Aydın, buna karşılık gerek İslâmî gerekse Batılı literatürde nâmûs kavramının çoğunlukla Hz. Musa'ya gönderilen Tevrat/Torah anlamında kullanıldığını göstermeyi hedefliyor.
Meşşâî Gelenek Bağlamında İbn Rüşd Felsefesinde Rüya başlıklı makalesinde Atilla Arkan ise büyük şârih, Endülüslü filozof İbn Rüşd'ün, psikolojinin önemli konularından biri olan rüya hakkındaki görüşlerini bütün yönleriyle ortaya koyuyor. Yazısının giriş kısmında Kur'ân ve hadisler yanında kelâm ve tasavvuf disiplinleri ile meşşâî geleneğin İbn Rüşd öncesi en önemli temsilcilerinden Kindî, Fârâbî ve İbn Sînâ felsefelerinde rüyanın yerini anahatlarıyla inceleyen Arkan, bu konu bağlamında İslâm felsefesiyle Yunan felsefesi arasındaki benzerlik ve farklılıklara da işaret ediyor.
İhsan Fazlıoğlu'nun yazısı ise Aristoteles'in Sayı Tanımı üzerine. Fazlıoğlu bu çalışmasında, Aristoteles felsefe-bilim sisteminde sayının 'ontolojik yeri' ve 'türleri' gibi matematik felsefesine ait sorunları dışarıda bırakarak, kaynakları ve etkileri itibariyle Aristoteles'in bir kavram olarak sayıyı nasıl tanımladığını ve bu tanımın ne gibi sonuçlara yol açtığını inceliyor.
Nurullah Ardıç İbn Haldun ve Weber'de Bilgi ve Bilim Sorunu başlıklı yazısında, İslâm ve Batı medeniyetlerinin görece temsilcisi olarak kabul ettiği İbn Haldun ve Max Weber'in bilgi ve bilime dair görüşlerini ele alıyor. Yazar bu iki düşünürden hareketle her iki medeniyetin bilgi ve bilim konusundaki yaklaşımlarını, bir başka deyişle, 'epistemolojik paradigmaları' arasındaki farklılaşmayı ortaya koymayı hedefliyor.
Bu sayının son makalesi Alim Arlı'ya ait: Dünyalar Arasında: Edward W. Said'in Mirası. Arlı, 25 Eylül 2003'te Amerika'da hayatını kaybeden Filistin kökenli edebiyat eleştirmeni Edward W. Said'in entelektüel arkaplanını ve başta Orientalism olmak üzere çok sayıdaki kitap ve makalesiyle entelektüel çevrelerde doğurduğu etkileri tartışıyor.
Dergimizin 'Araştırma Notu' bölümünde Nergiz Yılmaz Aydoğdu Âlî Paşa Vasiyetnamesine Dair Birkaç Yeni Bilgi başlıklı yazısında, Tanzimat döneminin en önemli devlet adamlarından sadrazam Mehmed Emin Âlî Paşa'ya (1814-1871) atfedilen, fakat mevsûkiyeti kesin olmayan iki vasiyetnameden, dönemin basınında gerçekliği konusunda tartışmalara yol açan Türkçe vasiyetnamenin ilk neşir tarihini ve yerini tespit ederek, Namık Kemal tarafından Âlî Paşa'nın vefatından yaklaşık on gün sonra yazılan ve mizahî bir üslûba sahip olan başka bir vasiyetnameyi tanıtıyor.
Geçen sayımızda başlattığımız 'Tez Özeti' bölümünde, bu sayımızda iki çalışma yer alıyor. Bunlardan birincisi Rahim Acar'ın 2002 yılında Harvard Üniversitesi'nde hazırladığı Yaratma: İbn Sînâ ve St. Thomas'ın Görüşlerinin Karşılaştırılması başlıklı doktora tezi. Araştırmasında yaratma fiilinin mâhiyeti ile âlemin bir başlangıcının olup olmadığı sorularına İslâm felsefe geleneğinde eş-Şeyhu'r-Reîs (Büyük Üstad) olarak bilinen İbn Sînâ ile Hıristiyan felsefesinin zirve isimlerinden St. Thomas Aquinas bağlamında cevap arayan Acar, bu iki düşünürün yaratma konusundaki görüşlerinin aynı kriter çerçevesinde incelenip incelenemeyeceğini ortaya koyduktan sonra İbn Sînâ ve St. Thomas'ın Tanrı ve yaratmaya dair düşüncelerini mukâyeseli bir şekilde irdeliyor.
İkinci tez özeti ise İstanbul'daki İlk Hollanda Büyükelçisi: Cornelis Haga ve 1612 Hollanda Kapitülasyonları başlığıyla Bülent Arı'ya ait. 2003 yılında Bilkent Üniversitesi Tarih Bölümü'nde doktora tezi olarak hazırladığı bu çalışmasında Arı, 1612 yılında Osmanlı padişahı Sultan I. Ahmed tarafından Hollanda Cumhuriyeti'ne verilen kapitülasyonları ve İstanbul'daki ilk Hollanda elçisi Cornelis Haga'nın ilk sefaret yıllarını ele alıyor. Geçici görevle geldiği İstanbul'da 27 yıl kalan Haga'nın elçilik defteri esas alınarak hazırlanan bu tez, Osmanlı padişahının bir kapitülasyonu nasıl verdiğini ve Bâb-ı Âlî nezdindeki diğer elçilerin bunu önlemek için ne tür diplomatik manevralar yaptıklarını gösteriyor.
'Kitap Değerlendirmesi' bölümünde bu sayımızda beş yazı bulunuyor: M. Akif Kayapınar, Michael Hardt-Antonio Negri'nin Türkçe'ye de çevrilen Empire adlı kitabını; Muammer İskenderoğlu, Bekir Karlığa'nın İslâm Düşüncesinin Batı Düşüncesine Etkileri adlı eserini; Mustafa Şentop, geçen sayımızda makalesine yer verdiğimiz M. Macit Kenonoğlu'nun 'Millet Sistemi'ne yönelik ciddi eleştiriler ihtiva eden Osmanlı Millet Sistemi: Mit ve Gerçek isimli çalışmasını; Fatma Sel Turhan, Aşıkpaşazâde'nin Menâkıb u Tevârîh-i Âl-i Osman adlı eserinin Kemal Yavuz ve Yektâ Saraç tarafından gerçekleştirilen Osmanoğulları'nın Tarihi isimli yeni neşrini; Abdurrahman Atçıl ise Osmanlı Haremi'ne dair ikisi yerli ikisi yabancı toplam dört eseri Osmanlı Haremi'ne Dört Farklı Bakış başlığı altında değerlendiriyor. Dergimizin son yazısı Nurhayat Haral Yalçı'nın, 16-19 Ekim 2003 tarihinde Mudanya'da gerçekleştirilen İmâm-ı Azam Ebû Hanife ve Düşünce Sistemi Sempozyumu'na dair değerlendirmelerini içeriyor.
Dîvân İlmî Araştırmalar 16. sayısında, mukâyeseli medeniyet araştırmaları hedefi doğrultusunda Hint Medeniyeti'ni mümkün olduğunca geniş bir perspektiften ele almayı ve bu konuyu Türk okuyucusunun ve ilim dünyasının gündemine taşımayı hedeflemektedir. Bu vesileyle katkıda bulunmak isteyen ilim adamlarımıza ve araştırmacılarımıza davetimizi tekrarlamak istiyoruz.
Bir sonraki sayıda buluşmak dileğiyle...
Dîvân İlmî Araştırmalar