Deleuzeün Bergson ile ilişkisi çağdaş bir Fransız filozofun kendi geleneğine olan akademik bir ilgisi değil, beklenmedik imkânlar yaratan bir karşılaşma, yeni hakikatler üreten bir olaydır. Bu yazıda iki filozofun ilişkisi, Bergsonun temel fikirleri, Deleuzeün Bergsonu okuması ve Deleuzeün Bergsonla felsefeyi ve sinemayı yeniden okuması ortaya konulmaktadır. Düşünce serüveni boyunca Deleuzeün Bergsona müracaatları bu yazıda kronolojik aktarılmaktadır. Bergsonu vitalist, spritualist bir filozof olarak gören akımlardan farklı olarak Deleuze, Bergsonun virtüelite kavramından hareketle yeni bir materyalist ontoloji türetmiştir. Bu dönüşümü serimlemek için burada öncelikle Bergsonun felsefesi ana hatlarıyla, kısaca izah edilmektedir. Bu, mümkün olduğunca Deleuzeün müdahâlesi parantezine alınarak, bir Bergson okuması olacaktır. Ardından Deleuzeün kendi Bergson monografileri incelenmekte ve nihayetinde Deleuzeün Bergsonun imaj kavramından hareketle geliştirdiği sinema felsefesi açıklanmaktadır. Deleuze, Bergsonu virtüel hâlinden çıkarıp, geçmişin bir katmanından anın ihtiyaçlarına göre güncellemiştir. Lakin her güncelleme bir farklılaşmadır. Bu nedenle Deleuzeün kendi ihtiyaçlarıyla Bergsonu nasıl güncellediğini okumadan önce, Bergsonun kendi metinleri üzerinden bir Bergson tasviri yapılıp, ardından Deleuzeün Bergsonu olarak onun aktüelleşmesi incelenmektedir. Hegelin olumsuzlamaya dayalı, ilerlemeci, negatif diyalektik farkına karşı, Bergsonun farkı olumlayan virtüel çokluk düşüncesini kuşanan Deleuzeün, çokluğu, farkı ve oluşu kavramaya imkân sağlayan yeni bir ontoloji geliştirmesi izah edilmektedir. Ayrıca Bergsonun imaj kavramına dayanarak, özne merkezli olmayan bir bilinç teorisi ve buna bağlı bir sinema felsefesini nasıl geliştirdiği ortaya konulmaktadır.
Metin DEMİR