Mezhepsel Uzlaşma ve Barış: Modern ve Postmodern Yaklaşımlar
İslam dünyasında yaşanmakta olan mezhepsel çatışmaları durduracak çözümlerin teorik zeminini inşa etmek için bu meseleye teorik yaklaşımın hangi temel üzerine oturacağı hususu öncelikle ele alınmalıdır. Ana kaynaklara dönüşçü bir iddiası bulunan mezhepler üstü bir din anlayışı temelinde mezhepsel barışın temini, sözü edilen yaklaşımlardan birisidir. Bu yaklaşımda modernizmin tanımlayıcı, dizayn edici, merkezci ve tek tipçi karakteri hemen kendi belli etmektedir. Diğer yaklaşımda ise farklılıklara açık -çok kültürlü post-modern karakter egemendir. Tüm mezhepsel-cemaatsel oluşumlar doğruluklarına, yanlışlıklarına bakılmaksızın bir gerçeklik olarak kabul edilir ve ilişkiler teolojik veya teorik tespit ve yönlendirmelerden uzak bir şekilde çoklu ve eşit bir atmosfer içerisinde düzenlenerek belli bir uzlaşmaya varılmaya çalışılır. Bu çalışmamız söz konusu her iki yaklaşımı olumlu ve olumsuz yönleriyle tartışmaya açmakta ve buradan hareketle bazı çözüm önerileri sunmaktadır. Özellikle post-modern yaklaşım değerlendirilirken Osmanlı millet sistemine referans yapılmakta, bu sistemden mülhem Lübnanın mezhep esaslı idari sistemi ele alınmakta, yine mezhep esaslı bir sistem olarak İran İslam Cumhuriyetinin ilgili anayasal kuralları konumuz açısından tartışılmaktadır. Bu tahliller ışığında varılan sonuç, ortak tasavvurlar etrafındaki, eşitlik ve çokkültürlülük üzerindeki bir toplumsal sözleşmenin mezhepsel barış açısından en elverişli idare biçimlerinin temelini teşkil edeceği fikridir. Bu açıdan bir yönetim tarzı olarak müzakereci demokrasi, uygulamadaki tüm zorluklarına rağmen üzerinde çalışılmaya değer bir nitelik arzetmektedir.
Mehmet Ali BÜYÜKKARA
Yorum yazın
Yorum yapmak için giriş yapın.