Bu makale, çağdaş siyaset felsefesinde, normatif fazilet ahlakından beslenen fazilet eksenli bir siyaset teorisinin mümkün olduğunu savunmaktadır. İlk kısımda siyaset felsefesi ve fazilet ahlakı arasındaki ilişkiyi inceleyen literatür ele alınmıştır. Sonraki kısımlarda fazilet eksenli bir siyaset teorisine kaynak olarak, fazilet ahlakının iki farklı versiyonu ve adalet ve aksam-ı fezayil kavramları incelenmiştir. Son olarak söz konusu teori inşasının önünde irdelenmesi gereken en önemli olgu olarak modern ulus-devlet fazilet ahlakıyla ilişkisi üzerinden tartışılmıştır.
Erol FIRTINBu makalede, Policraticus’ta Wessex Earl’ü Harold’un 1062/1063 tarihlerinde gerçekleştirdiği Galler Seferi’nin anlatısı eserin temel mesajı çerçevesinde değerlendirilecektir. Bu bağlamda, Salisburyli Johannes’in bu sefere ilişkin inşa ettiği anlatıda Gallilere yönelik kullandığı olumsuz dilin 12. yüzyılda yükselen İngiliz yayılmacılığından kaynaklandığı siyasi ve dinî boyutlarıyla ortaya konulacak ve bunun üzerinden tarihî örneklerin siyaset düşüncesi metinlerinde nasıl bir işleve sahip olabileceklerinin anlaşılmasına da bir katkı sunulacaktır.
Fatih DURGUNÇalışma, Memlükler dönemindeki yüksek öğretim faaliyet- lerinin ana metinleri olduğu iddia edilen muhtasarlar için dörtlü bir kategorizasyon önermektedir. Buna göre, Memlük uleması tarafından üretilen muhtasarların bilginin aktarılması ve dönüştürülmesindeki etkisi, üzerinde durulan en önemli konular arasında yer almaktadır. Çalışmada ilk olarak, Memlük kültürel elitinin muhtasarlar üzerine yazdığı şerhlerin bilgi aktarımındaki önemi tartışılmaktadır. İkinci olarak, muhtasar metinler üzerine yapılan özetlemelerin bilginin yeniden üretimine katkısı ele alınmaktadır. Üçün- cü olarak, Memlük entelektüel çevrelerinde dört mezhebe mensup ulemanın ortak bir metodoloji arayışı neticesinde ortaya koydukları muhtasarlar gözden geçirilmektedir. Son olarak da Memlükler döneminde üretilen müstakil muhtasar metinler tarihsel süreç içerisinde ele alınmaktadır. Muhtasarın Memlükler dönemindeki önemini tespit etmek amacıyla yapılan bu çalışmanın, dönemin yüksek öğretiminin kendi içindeki özelliklerini de göz ardı etmediğini belirtmek gerekir.
Büşra S. Kaya